Blog geri dön

İştahsız Çocuk; beslenme sorunu ailelerin en çok şikayet ettiği durum ve çocuklarda en sık gördüğümüz davranış problemidir. Ailelerin sıklıkla şikayet ettikleri konular

  • çocukların yeni sunulan besinleri reddetmeleri
  • Beslenme konusunda ve diğer konularda bağımsız olma isteği
  • Çocukların her şeye itiraz etmeleridir.   

Bu sorunlar ile hekime başvuru oranı tüm dünyada yüksektir ve gelişimsel yönden sağlıklı çocukların yaklaşık %20-25’inde yeme sorunu olduğu bildirilmektedir.

İştahsız çocuk demek az yemek yiyen veya zor beğenen veya seçici veya isteksiz gibi birçok anlama gelebilir.

Uygun olmayan yeme davranışı geliştikten sonra problemin çözümü daha zor olmaktadır. Bu nedenle yeme sorunun önlenmesi çok önemlidir.

Beslenme sırasında yaşanan güçlükler annelerde gerginliğe hatta huzursuzluğa neden olabilmektedir. Bu da beslenmenin giderek zorlaşmasına neden olmaktadır. Bu durumlar bebeğin beslenmeye karşı isteksiz olmasına neden olur. Annenin bunu kendine karşı olumsuz, reddeden bir davranış olarak algılamasına yol açabilir. Bunun  sonucunda anne endişeli hatta kızgın olabilir, beslenmeyi erken Ya da çok geç sonlandırmasına neden olur, buda bebeği aç bırakmasına veya kızgın bir hale getirmesine neden olur.

Bu durumda annelerin bebeklerine daha sözel uyaran vermekte, daha az tepki, temas ve duygusal uyarı vermekte oldukları, onlarla daha az oyun oynadıkları gösterilmiştir. Benzer şekilde beslenme bozukluğu olan çocuklar annelerine daha az uygun sinya gönderebilmekte, annenin daha az dikkatini çekebilmekte ve daha az birliktelik istemektedir. Ağır beslenme bozukluğu olan her çocuğun davranışlarında, duygusal ve bilişsel gelişiminde gecikmeler vardır.

İştahın az olduğu ve az algılandığı durumlar

  • İştahsız çocuk aslında normal olup ailesi tarafından iştahsız olarak algılanıyor olabilir
  • Yemek ile ilgilenmeyen hareketli bir çocuk olabilir
  • İştahında azalma yapabilen bir hastalığı olabilir.
  • Yemeye çok az ilgi gözteren, içine kapanık bir çocuk olabilir.

Bu dört maddede çocukta iştah azdır

Aslında normal olup ailesi tarafından iştahsız olarak algılanan çocuklar;

Aslında normal olup ailesi tarafından iştahsız olarak algılanan çocuklar yaşına uygun gelişen ancak sıklıkla narin yapılı çocuklardır. Bu çocukların gıda alımı vücut yapılarına ve beslenme gereksinimlerine uygundur. Anne ve Babanın bakış açısına göre ise bu çocuklar iştahsızdır. Bu çocuklara ebeveynleri zorla yemek yedirmeye çalışırlar ve başarısız olurlar.

Yemekle ilgilenmeyen hareketli çocuklar;

Yemekle ilgilenmeyen hareketli çocukların iştahları gerçekten azdır, çabuk doyarlar ve yerken dikkatleri kolay dağılır. Bu çocuklarda problem 6 ay ile 3 yaş arasında belirginleşir. Hareketli ve meraklıdırlar, çevrelerine yemekten daha çok ilgi gösterirler. Bu çocuklara yemekl yedirmek için öğünler arasında sıkça yiyecekler teklif edilir, buda çocuğun iştahını daha da kapatarak öğünlerde yemek yeme/yememe çekişmesinin daha da artmasına yol açar. Bu çocuklarımızda açlık hissini algılamasına izin vermek gerekir. Bunun için,

  • Üç ana öğün ve bir ara öğünü şeklinde planlama yapılmalı, öğünlerin arası açılmalıdır.
  • Yemek sunduktan sonra 15 dakika içinde yemeye başlanmalıdır ve öğün yemeye başlandıktan sonra 20 dakika içinde bitmelidir.
  • Çocuk bu süreler içinde yemeye başlamazsa ya da yemeyi bitirmezse yemek kaldırılmalıdır.
  • Öğün aralarında atıştırmaya ya da meyve suyuna izin verilmemelidir, öğünler arasında sadece su verilmelidir.
  • Yemek esnasında dikkatin dağılmaması için kısa molalar verilebilir. Örneğin yemeği yere fırlatan çocuk yemesi için zorlanmamalı, bu istenmeyen davranışın ortadan kalkması için kısa bir ara verilmelidir.
  • Bütün aile bireyleri aynı beslenme prensiplerini uygulamalıdır.

Yemeye çok az ilgi gösteren içine kapanık çocuklar;

İştahsız çocuk denilince konuşulması gereken diğer bir grup yemeye çok az ilgi gösteren içine kapanık çocuklarda yemeğe karşı ilgi azdır. Bu çocukların beslenme sırasında anne ile veya bakım veren kişi ile iletişimleri kısıtlıdır. Çevre koşullarına, psikolojik problemlere ve nörolojik problemlere bağlı olarak iletişim ve bakım eksikliği söz konusu olabilir. Böyle durumlarda bakım verenin de bir uzmana danışmasında fayda vardır.

 

Beslenmenin bozuk olduğu durumlar

  • İleri derecede yemek seçilmesi
  • Ağlamanın beslenmeye engel olması durumu
  • Beslenme korkusu

Bu üç maddede ise temel olarak iştah az olmamakla birlikte beslenme bozuktur

İştahı az olmayıp ileri derecede yemek seçen çocuklar, belli bir tada, yapıya, kokuya veya görünüme sahip gıdaları sürekli reddederler. Bu direnç yeni gıdalara gösterilen normal dirençten çok daha fazladır. Bu çocuklarda sıklıkla sesten korkma, elinin kirlenmesinden rahatsız olma, çıplak ayakla kuma basamama gibi duyusal zorluklar bulunmaktadır. Özellikle sadece yumuşak gıdaları tükettikleri zaman beslenme becerileri geri kalacağı için önemlidir. Bu çocuklarda şunlara dikkat edilmelidir.

  • Besinler küçük miktarlarda sunulmalıdır.
  • Yiyecek önce anne babanın tabağına konularak verilmeye başlanmalı, çocuğun 10-15 denemesi sağlanmalıdır.
  • Yemesi teklif edilmeden yiyecek çocuğun ulaşabileceği bir yere bırakılmalıdır.
  • Aile, yiyeceği çocuğun önüne koymadan önce kendileri tüketerek rol modeli oluşturmalıdır.
  • Bir besini yedikten sonra öğürme ya da kusma olursa ısrar edilmemeli, ona benzeyen başka besinler denenmelidir.
  • Yeni besin, normal zamanlarda yediği bir yiyeceğe çok az miktarlarda katılmalı ve yavaş yavaş artırılmalıdır.
  • Ailenin, çocuğun yiyecek alımı ilgili sakin kalması gerekmektedir.

 

Ağlamanın beslenmeye engel olması (kolik) durumunda, bu bebekler herhangi bir nedenle ağlamaya başladıklarında sakinleşemezler. Aşırı ağlama beslenmeye engel olurken, ağlamanın açlığa bağlı olduğunu düşünen anne daha sık beslemeye başlar. Genelde yaşamın ilk haftalarında başlar. Bu bebekleri sakinleştirmek için

  • Besleme loş ışıklı gürültüsüz sakin bir odada yapılmalı.
  • Bebek rahat tutulmalı ve anne bebeği ten teması olacak şekilde emzirmelidir.
  • Annenin yeterince istirahat etmesi ve babaların beslenme konusunda destek olması istenmelidir.

 

Beslenme korkusunda çocuklar beslenmeye, vücutlarını çekerek veya ağızlarını açmayı reddederek direnç gösterirler. Örneğin besini ya da  kaşık, tabak, önlük gibi yemekle ilgili herhangi bir şeyi gördüklerinde ağlarlar. Kendilerini arkaya atarlar ve ağızlarını sıkıca kapatırlar. Genellikle boğaza bir şey kaçması, yemeye zorlama ya da boğaz bölgesine tıbbi müdahale gibi olumsuz tecrübeleri vardır.

  • Hafif olgularda çocuk uyumak üzere iken ve rahatlamışken beslenme eğiliminden faydalanılmalı
  • Besini görüp stres yaşadığı durumlarda beslemekten kaçınarak unutturulmaya çalışılmalı
  • Örneğin biberonda korkuyorsa alıştırma bardağı veya kaşık kullanılmalıdır.
  • Yedirme işi tehdit ederek ve zorlayarak yapılmamalıdır.

 

Bu gönderiyi paylaş

Blog geri dön